Aşk Karşıtlığı
Ben aşk karşıtıyım. Bunu en baştan çok net bir şekilde söylemek zorundayım. Aşk, küreselcilerin bir oyunu, kapitalizmin bireylere dayattığı bir anlamsızlık bütünüdür. Ben, Sadece 14 şubatta yılın bir günü değil her günü aşk karşıtıyım.
Âşık olduğunuzda kalbinize ne girdiği belli değil. Hepimize kip takıyorlar. Geçmiş zaman kipi. Kafa hep eskilerde kalıyor, eski zamanların inandırıcılıktan uzak efsanelerini hatırlatıp duruyor aşk. İnsanı geri kafalı yapıyor. Aydınlanmaya engeldir aşk.
Bir kere bu kadar kısa sürede nasıl aşk üretilebiliyor. Diğer bütün duygular için belli bir zaman gerekirken, aşk bir anda ortaya çıkıveriyor.
Âşık olmak en çok hangi mecazla ifade edilir? Vurulmak! Kelimedeki tehlikenin farkında mısınız? Vuruluyorsunuz ama yan etkilerini tahmin etmek mümkün değil. Mesela görme yetisini kaybedenler var. Âşık olanın gözü hiçbir şeyi görmüyor. Ki zaten aşkın gözü kördür. Madem öyle niye oluyorsun?
Akıllı bir insan, hiç kendi türünden bir mahluka bütün iradesini teslim eder mi? İnsan sevilir mi ya! Kandırır, dolandırır, aldatır, üzer, incitir, kırar, rezil eder.
AHMET BOZKUŞ
Aşk sarhoşu olanlar var. Alkol kullanan birisinin araba kullanması yasak ama âşık olanın kullanması serbest. Tutarsızlığa bakar mısınız?
Âşık olunca içinde kelebekler uçuşanlar var. Oldu olacak yarasa filan da uçuşsun, onun da kanadı var.
Benim bir arkadaşımın kayınbiraderi mesela âşık olmuş, adı da Mecnun. Mantıksız hareketler yapmaya başlamış. Sen tut bir gün kimseye haber vermeden çöle vur kendini. Akıl mantık tamamen iptal. Leyla leyla diye sayıklayarak kumların içinde debeleniyormuş. Bu arada Leyla diye birisi de yok ha. Ağır şizofreni başlamış. O kadar ağır ki çölde kendisini kutup ayısının kovaladığını zannediyordu.
Üniversiteden bir arkadaş vardı, maden mühendisliği okuyordu, Ferhat. Âşık oldum dedi, gitti dağları kazmaya başladı. Neden böyle yapıyorsun? Diye sorunca Şirin şirin şirin dedi başka da bir şey demedi. Saf oğlan en sonunda sit alanında zarar vermekten tutuklandı.
Aşk iyi bir şey olsa çöle düşürür mü, dağa saldırttırır mı, taş kemirttirir mi?
Kimisi de eline bir gitar alıp sahilde ateşin başında durmadan bağırıyor “âşık oldum, aşık oldum, aşık oldum, aşık oldum…” tamam anladık, aşık oldun da bundan bize ne! Aşk karın doyurmuyor. Hiç bitmeyen bir açlık hissi, sonrası obezite! Al sana yan etki.
Âşık olanları gördük. Şiir yazdılar, yazdılar, yazdılar. Aşağı yukarı on bin yıldır âşık olanların yazdığı şiirlere maruz kaldık. Edebiyatı istila ettiler. Sonuç? Kocaman bir israf!
Akıllı bir insan, hiç kendi türünden bir mahluka bütün iradesini teslim eder mi? İnsan sevilir mi ya! Kandırır, dolandırır, aldatır, üzer, incitir, kırar, rezil eder.
Aşk zararlı bir şeydir.
Bir ağacı sev mesela. Ağacı seven insanın başına en fazla ne gelebilir ki. Elma düşer! Al sana yer çekimi kanunu. Bilim gelişiyor bak.
Hiç, bir kadına âşık olduğu için bilimsel bir gelişmeye faydası olan bir adam gördünüz mü? Yok. Dağı del, çölü kirlet, denize bağır, huzursuzluk çıkar, yerli yersiz gül, uzaklara dal, insanlardan uzaklaş, devrik cümleler kur. Bilinç kaybından başka şey değil bu aşk denen şey.
Ben aşk karşıtıyım.
Çünkü aşk, emek istemiyor. Oysa evlilik öyle mi? Bacanaklık müessesesi, görümcelik sorunsalı, baldızlık paradigması, eltilik çalıştayı, kayınçoluk iştiyakı gibi toplumsal katkıları var.
Neymiş efendim, evlilik aşkı öldürürmüş! E öldürsün. Öldürsün de hepimiz rahat edelim. Lafa bakar mısınız? Sırf bu hurafe yüzünden kutsal aile müessesesine tamiri mümkün olmayan zararlar verilmiş, dünürler mağdur olmuş, gelin arabasının yolunu kesmek isteyen çocukların boynu bükük kalmış, evlilik sırası bekleyen gençler mağdur olmuştur.
Aşk zararlı bir şeydir.
Ben olmadım, olmayacağım.
Gerekirse sahte aşk sertifikası çıkarttırır, otoriteyle ters düşerim ama kalbime içinde ne olduğu belli olmayan o duyguyu sokmam.
Aşık olmayın, kalbinizi koruyun.